M
Marsbahis
Administrator
Yönetici
Bazen şehirlerin kalbi en sessiz köşelerinde atar. Bir taşta, bir çeşmede, bir damla suda gizlidir o kalp, o ruh. İstanbul da öyle bir şehir işte…
Ne kadar büyürse büyüsün, zarafetini kaybettiğinde eksik kalır. Son günlerde Fatih ilçesinin sokaklarında o eski zarafetin izleri yeniden beliriyor. Yıllardır köşede bucakta kalmış, kimi büfeye kimi depoya dönüşmüş o sebiller… Şimdi birer birer ayağa kaldırılıyor. Fatih Belediyesi sadece taş onarmıyor, kentin kalbinde unutulan bir inceliği geri getiriyor.
Eskiden insanlar susadığında bir dua alır, bir bardak suyla serinlerdi. O sebillerin başında nice hikâyeler yaşandı, nice gönüller ferahladı. Şimdi o zarif yapılar yeniden şehre nefes oluyor. Rehabula Kadın Sebili’nden Hacı Beşir Ağa Sebili’ne, Abdülhamid Sebili’nden Güngörmez Mescidi Sebili’ne kadar birçok eser aslına uygun biçimde onarılıyor. Başkan M. Ergün Turan, “Sebiller sadece su yapısı değil, bu şehrin vicdanıdır” diyor. Haklı da… Çünkü İstanbul suyla duayla kurulmuş bir şehir. Bazen bir damla su, bir geçmişi de canlandırır.
Bir damladan umuda
Bir damladan sözü açmışken, rotayı Konya’ya çevirelim. Orada da yine su var ama bu kez mesele tarih değil, hayatın ta kendisi! Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Bozkır, Ahırlı ve Yalıhüyük’teydi. Bozkır Grup Suyu Projesi tamamlandığında 38 mahallenin içme suyu sorunu çözülecek. 425 milyon liralık bir yatırım söz konusu. Altay, “Su kaynaklarını verimli kullanmak için uzun soluklu işler yapıyoruz” diyor. Zorlu arazilerde kilometrelerce hat döşeniyor, köy köy suya kavuşuyor insanlar. Yüzyıllar önce sebillerin yaptığı gibi bugün de o damlalar bir hayatı değiştiriyor.
Biri taşta zarafeti koruyor, diğeri toprağın altında umudu büyütüyor.
Ataşehir’de bir gece
Geçen akşam Ataşehir’deydim. Ara sokakta küçük bir asfalt çalışmasına denk geldim. Gece yarısıydı, ekipler hâlâ sahadaydı. Tam geri manevra yaparken fark ettim, Başkan Onursal Adıgüzel de oradaydı. Araçtan indim, ayaküstü sohbet ettik. Açıkçası şaşırdım. Sokaktaki küçücük bir asfalt çalışması için o saatte sahada olmak herkesin yapacağı iş değildi. “Her noktada konforlu bir yaşam için yolları yeniliyoruz” dedi Adıgüzel. Ekipler trafiği aksatmamak için çoğu işi gece yapıyormuş. Yani şehir uyurken yollar yenileniyor, sabah olduğunda kimse fark etmeden asfalt pırıl pırıl. Bazen belediyeciliği anlatmak için uzun cümlelere gerek yok; bir başkanın gece sokakta oluşu zaten her şeyi anlatıyor.
Şimdi rotayı Şanlıurfa’ya çevirelim. Büyükşehir Belediyesi, çevreye duyarlı şehircilik anlayışıyla doğal su kaynaklarını korumak ve su tasarrufu sağlamak için “Modern ve Çevre Dostu Su Depolama Projesi”ni başlattı. Kentteki parklarda yağmur ve yer altı suları özel depolama sistemlerinde toplanarak yeniden kullanıma kazandırılıyor. Hem doğa hem şehir nefes alıyor.
Aynı şehirde, Haliliye Belediyesi’nin marka tescili aldığı “Asma Ekşisi” de emekle yoğrulan bir lezzet mirası. Başkan Mehmet Canpolat, “Urfa mutfağını sağlıklı ürünlerle dünyaya taşıyacağız” diyor. Koruk suyundan elde edilen bu içecek, bir yudumda tarih gibi...
Ne kadar büyürse büyüsün, zarafetini kaybettiğinde eksik kalır. Son günlerde Fatih ilçesinin sokaklarında o eski zarafetin izleri yeniden beliriyor. Yıllardır köşede bucakta kalmış, kimi büfeye kimi depoya dönüşmüş o sebiller… Şimdi birer birer ayağa kaldırılıyor. Fatih Belediyesi sadece taş onarmıyor, kentin kalbinde unutulan bir inceliği geri getiriyor.
Eskiden insanlar susadığında bir dua alır, bir bardak suyla serinlerdi. O sebillerin başında nice hikâyeler yaşandı, nice gönüller ferahladı. Şimdi o zarif yapılar yeniden şehre nefes oluyor. Rehabula Kadın Sebili’nden Hacı Beşir Ağa Sebili’ne, Abdülhamid Sebili’nden Güngörmez Mescidi Sebili’ne kadar birçok eser aslına uygun biçimde onarılıyor. Başkan M. Ergün Turan, “Sebiller sadece su yapısı değil, bu şehrin vicdanıdır” diyor. Haklı da… Çünkü İstanbul suyla duayla kurulmuş bir şehir. Bazen bir damla su, bir geçmişi de canlandırır.
Bir damladan umuda
Bir damladan sözü açmışken, rotayı Konya’ya çevirelim. Orada da yine su var ama bu kez mesele tarih değil, hayatın ta kendisi! Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Bozkır, Ahırlı ve Yalıhüyük’teydi. Bozkır Grup Suyu Projesi tamamlandığında 38 mahallenin içme suyu sorunu çözülecek. 425 milyon liralık bir yatırım söz konusu. Altay, “Su kaynaklarını verimli kullanmak için uzun soluklu işler yapıyoruz” diyor. Zorlu arazilerde kilometrelerce hat döşeniyor, köy köy suya kavuşuyor insanlar. Yüzyıllar önce sebillerin yaptığı gibi bugün de o damlalar bir hayatı değiştiriyor.
Biri taşta zarafeti koruyor, diğeri toprağın altında umudu büyütüyor.
Ataşehir’de bir gece
Geçen akşam Ataşehir’deydim. Ara sokakta küçük bir asfalt çalışmasına denk geldim. Gece yarısıydı, ekipler hâlâ sahadaydı. Tam geri manevra yaparken fark ettim, Başkan Onursal Adıgüzel de oradaydı. Araçtan indim, ayaküstü sohbet ettik. Açıkçası şaşırdım. Sokaktaki küçücük bir asfalt çalışması için o saatte sahada olmak herkesin yapacağı iş değildi. “Her noktada konforlu bir yaşam için yolları yeniliyoruz” dedi Adıgüzel. Ekipler trafiği aksatmamak için çoğu işi gece yapıyormuş. Yani şehir uyurken yollar yenileniyor, sabah olduğunda kimse fark etmeden asfalt pırıl pırıl. Bazen belediyeciliği anlatmak için uzun cümlelere gerek yok; bir başkanın gece sokakta oluşu zaten her şeyi anlatıyor.
Şimdi rotayı Şanlıurfa’ya çevirelim. Büyükşehir Belediyesi, çevreye duyarlı şehircilik anlayışıyla doğal su kaynaklarını korumak ve su tasarrufu sağlamak için “Modern ve Çevre Dostu Su Depolama Projesi”ni başlattı. Kentteki parklarda yağmur ve yer altı suları özel depolama sistemlerinde toplanarak yeniden kullanıma kazandırılıyor. Hem doğa hem şehir nefes alıyor.
Aynı şehirde, Haliliye Belediyesi’nin marka tescili aldığı “Asma Ekşisi” de emekle yoğrulan bir lezzet mirası. Başkan Mehmet Canpolat, “Urfa mutfağını sağlıklı ürünlerle dünyaya taşıyacağız” diyor. Koruk suyundan elde edilen bu içecek, bir yudumda tarih gibi...