M
Marsbahis
Administrator
Yönetici
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 'Aziz İhsan Aktaş Çıkar Amaçlı Suç Örgütü' soruşturmasında 40'ı tutuklu 200 şüpheli hakkında; 'Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma ve Yönetme', 'Suç Örgütüne Üye Olma', 'Suç Örgütüne Üye Olmamakla Birlikte Örgüte Yardım Etme' 'İhaleye Fesat Karıştırma', 'Edimin İfasına Fesat Karıştırma', 'Resmi Belgede Sahtecilik', 'Özel Belgede Sahtecilik', 'Rüşvet Alma', 'Rüşvet Vermek', 'Rüşvetin Temin Edilmesine Aracılık Etme', 'Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık', 'Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama', 'Haksız Mal Edinme' ve 'Gerçeğe Aykırı Fatura Düzenleme' suçlarından iddianame hazırlandı.
İddianamede Aziz İhsan Aktaş'ın; 9 farlı suçtan toplamda 704 yıla kadar hapsi talep edilirken, görevlerinden uzaklaştırılan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın 415 yıla kadar, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara'ya 18 yıla kadar, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in 9 yıla kadar hapsi istendi. Ayrıca görevlerinden uzaklaştırılan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı şüpheli Zeydan Karalar, Adıyaman Büyükşehir Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Ayda'nın da 12 yıla kadar hapsi talep edildi. İddianame İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
İlginizi Çekebilir
AZİZ İHSAN AKTAŞ'IN "İHALE ALMAK İÇİN CHP'Lİ SİYASİLERE ARAÇ VE PARA VERDİĞİ" İDDİASI
Aziz İhsan Aktaş suç örgütü soruşturması kapsamında 40'ı tutuklu 200 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, örgüt elebaşı Aktaş'ın kurduğu ihale sisteminin devamı için, tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ile bazı CHP'li belediye başkanlarına ve siyasilere 2024'teki yerel seçimler öncesi rüşvet olarak para ve araç verdiği öne sürüldü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 579 sayfalık iddianamede, Beşiktaş Belediyesi, Avcılar Belediyesi, Esenyurt Belediyesi, İstanbul ASFALT Fabrikaları San ve Tic. AŞ ile İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü "suçtan zarar gören", 19 kişi "mağdur", 40'ı tutuklu 200 kişi ise "şüpheli" olarak yer aldı.
İddianamede, "Ekrem İmamoğlu'nun İBB Başkanı seçilmesinden sonra yönetim değişikliğini fırsat bilen örgüt elebaşı, rotasını İBB ve ilçe belediyelerine çevirmiş ve 2020 yılından itibaren İETT, İsfalt, İgdaş, Beşiktaş Belediyesi, Avcılar Belediyesi ve Esenyurt Belediyesi'nde ihaleler alarak örgüte altın çağını yaşatmıştır. Suç örgütünün en çok ihale aldığı kurum Beşiktaş Belediyesi olmuştur. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve başkan yardımcılarıyla rüşvet ilişkisi içine girerek belediyenin ihale sisteminde hakimiyet sağlamıştır." değerlendirmesi yapıldı.
Örgütün hiyerarşik yapısına ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı iddianamede, dosya kapsamında tanık Arif O.'nun sunduğu ses kaydında örgüt elebaşı Aziz İhsan Aktaş'ın Arif O.'ya hitaben, "En tepesi benim, ben geldim." şeklindeki söyleminin, bu oluşumun tepesindeki ismin Aktaş olduğunu ortaya koyduğu ifade edildi.
İddianamede, elebaşılığını Aktaş'ın yaptığı suç örgütünde, örgüt elebaşı ile yöneticilerine mutlak bir bağlılık ve itaatin bulunduğu belirtilerek, örgüt elebaşı ve yöneticilerin verdikleri talimatlara harfiyen uyulduğuna ilişkin tespitlere yer verildi.
Örgüt elebaşı ve mensupları arasında sıkı bir birliktelik olduğu kaydedilen iddianamede, örgüt içinde çok iyi işleyen bir iletişim ile savunma ve bilgi toplama sistematiğinin, örgütsel farkındalık ve bilincin bulunduğu, gelişmelere göre strateji belirlendiği, örgütün yöneticisi Baki Nugay'la örgüt mensupları arasındaki emir ve komuta zincirinin şirketlerde gizli ortak olmasından dolayı yumuşak/sert bir yapıda olduğunun anlaşıldığı belirtildi.
İddianamede, soruşturmada alınan tanık beyanlarından bahse konu şirketleri Aktaş'ın yönettiği, yanlarında işçi olarak çalıştırdığı kişileri şirketlere ortak yaparak farklı alanlarda kuracağı şirketlerin dikkat çekmemesini, firmaların kendisiyle ya da birbirleri arasında organik bağ kurmamasını ve olası bir soruşturma aşamasında sorumluluğu üzerinden atmayı amaçladığı kaydedildi.
Şüpheliler Aziz İhsan Aktaş, Yusuf Yadoğlu ve Baki Nugay'ın hukuki ve ticari bilgisi olmayan çalışanlarına kağıt üzerinde yetkiler vererek kendilerine alan açarak büyümeye çalıştıkları ifade edilen iddianamede, kişilerin resmi kayıtlarda şirketler bazında birbirleriyle ilişkilerinin olmadığı gözükse de süreç içerisinde almış oldukları roller, yönlendirdikleri kişiler ve çalışanların maddi durumlarından (işçi konumunda olmalarından) faydalanıp para karşılığında ikna yöntemini kullanarak, planlı şekilde kuracakları yapının temellerini attıkları aktarıldı.
"SUÇ ÖRGÜTÜNÜN FİRMALARI DIŞINDA TEKLİF SUNAN OLMADI"
Aktaş'ın elebaşılığında kurulan suç örgütüyle bağı olduğu tespit edilen firmaların düzenli olarak belediyelere ihale teklifi verdiği ifade edilen iddianamede, "Bu ihalelerde sürekli aynı firmalardan yaklaşık maliyet fiyat tekliflerinin alındığı, çok sayıda firmanın ihale dokümanını indirdiği ancak bazı ihalelere suç örgütüne ait firmalar dışında teklif sunan ya da geçerli teklif sunan firma olmadığı, bazı ihalelerde ise suç örgütü elebaşıyla irtibatlı kişilere ait firmaların yan teklif sundukları, örgüte ait aynı firmaların ihaleleri kazandığı tespit edilmiştir." ifadelerine yer verildi.
İddianamede, suç örgütü bünyesinde kurulan firmaların, ihale sisteminde suç işleme amaçlarını etkin kullandıkları kaydedilerek, şüphelilerin ihale aldıkları kurumlar ile bu kurumlardan sorumlu yönetici ve çalışanlarla kurdukları rüşvet ilişkisi sayesinde diğer firmaları egale ederek ilgili kurumda kontrolü eline geçirdiklerinin anlaşıldığı belirtildi.
Aktaş'ın faaliyetlerini gizli yürüttüğü kaydedilen iddianamede, "(Aktaş) Nitekim kendisine ait firmalar hakkında Aydın, Diyarbakır illerinde yürütülen soruşturmalarda kendisinin değil firmaları üzerine yaptığı kişilerin adlarının geçtiği, kendisine yapılan operasyona kadar kamuoyu tarafından isminin bilinmediği, fotoğrafının dahi internette bulunmadığı dikkate alındığında gizli kalmaya, bilinmemeye özen gösterdiği görülmüştür." ifadeleri yer aldı.
İddianamede, şunlar kaydedildi:
"Kamu kurum ve kuruluşlarında çok sayıda ihale alan suç örgütünün, ihale sayısını artırmak ve sürekliliği sağlamak için siyasiler, yerel yönetimlerdeki yöneticiler ve çalışanlar ile kurduğu çıkara dayalı ilişkilerinde güven tazeleyerek ihale süreçlerine doğrudan etki ettiği, ihale hazırlık süreçlerine yapılan müdahaleyle ihaleleri lehine sonuçlandırıp haksız maddi kazanç elde ettikleri, bu noktada atacakları her adımı kendi sistemlerinde yasal olarak gördükleri için eylemlerine sürekli devam ettikleri anlaşılmaktadır."