M
Marsbahis
Administrator
Yönetici
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Dört kardeşin üçüncüsü olarak 2001 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Rabia Üstün, İstanbul Bilgi Üniversitesi moda tasarımı bölümü mezunu ve yaklaşık 3 yıldır kurumsal bir firmasında modelist asistanı olarak görev yapıyor. Doğuştan spina bifida (ayrık omurga hastalığı) hastası olan Rabia için bu durum, hayatı boyunca hem onu zorlayan hem de güçlendiren bir yol arkadaşı oldu. Karşılaştığı her zorluk, hayata daha dirençli ve kararlı bir şekilde yaklaşmasını sağladı. Çocukluk dönemi oldukça zorlu geçen Rabia, geçirdiği operasyonlar nedeniyle yaşıtlarına sosyal açıdan yetişmekte zaman zaman güçlük çekiyordu. Bu durum, doğal olarak eğitim hayatını da etkiledi. Arkadaşları ve çevresi, spina bifida'yla ilk kez onun aracılığıyla tanıştıkları için, uzun bir süre onlara hastalığını ve yaşadığı koşulları açıklamakla uğraştı.
Alıntı Metni
ANNE SIRTINDA HASTANEYE YOLCULUK
Karşılaştığım güçlüklerin büyük bir kısmının sosyal alanlarda olduğunu dile getiren Rabia, “Evde, okulda ya da sokakta kısacası bulunduğum her ortamda insanların sürekli bana baktığını hissederdim. Hâlâ zaman zaman bu duyguyu yaşadığım anlar oluyor. İp atlayamamak, koşamamak, bisiklete binememek, top oynayamamak gibi birçok oyunu deneyimleyemeden büyüdüm. Bu da doğal olarak arkadaş çevremin şekillenmesini etkiledi. Dışlandığım, oyunlara dahil edilmediğim anlar oldu ancak tüm bu süreçte en büyük desteğim her zaman ailemdi. Özellikle annem ve babamın sabrı, sevgisi ve desteği, kardeşlerimin anlayışıyla birleşince, bu zorlukları aşmak için güçlü bir dayanak buldum” diye konuştu.
Trump'ı yenen adam! ‘New York ışık olacak’
"Spina bifida tanım, doğduktan hemen sonra konulduğu için doğal olarak ailem için bu durumu kabullenmek başlangıçta oldukça zor olmuş"diyen Rabia, “Tedavinin nasıl ilerleyeceği, hangi şartlarda sürdürüleceği ve hatta yaşama ihtimalimin ne olduğu bile belirsizdi. Bu belirsizlik içinde, ailem ilk olarak alanında uzman bir doktor bulmaya çalışmış. Doğumdan hemen sonra doktorlar, yaşam şansımın çok düşük olduğunu, bu hastalıkta genellikle omurilik sıvısının beyinde birikebileceğini, bunun da zekâ geriliğine yol açabileceğini belirtmişler. Ayrıca sıvının kafa bölgesinde toplanarak başın çapının büyümesine ve ölümle sonuçlanabilecek komplikasyonlara neden olabileceğini, uzuvlarda da his kaybı görülebileceğini söylemişler. Elbette bu açıklamalar ailem için büyük bir korku yaratmış” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
Alıntı Metni
'SORULAN SORULAR BENİM İÇİN YIPRATICIYDI’
Çocukluk döneminde arkadaşlarına ve çevresine yaşadığı durumu anlatmaya çalışan Rabia, “Ancak bu süreç, onların merakla sordukları sorular nedeniyle benim için oldukça yıpratıcı bir hal aldı. Sürekli olarak açıklama yapma ihtiyacı, zamanla beni insanlardan uzaklaştırmaya başladı. Ailembeni yeniden sosyalleştirebilmek ve içine kapanmamam için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Sosyalleşmek, benim için her zaman en önemli konulardan biri oldu. Çünkü beni diğer insanlardan ayıran şeyin yalnızca fiziksel bir farklılık olduğunu, bunun dışında herhangi bir eksikliğimin olmadığını anlamam gerekiyordu. Ailem, bu farkındalığı kazanmamda en büyük rehberim oldu. Eğitim hayatımda ise özellikle de yaşıtlarım bu durumu tam olarak anlayamıyorlardı. Öğretmenlerim elbette daha bilinçliydi ancak çocuk yaşta birinin başka bir çocuğa bu durumu anlatması her zaman kolay olmuyordu. Çoğu zaman kendimi yanlış anlaşılmış hissediyordum. Bu beni üzse de zamanla bu duruma alışmayı ve kendi iç dengemi kurmayı öğrendim” bilgisini paylaştı.
Rabia’nın küçük yaşlarda fark ettiği moda çizimine olan ilgisi ve yeteneği, hayallerinin temelini oluşturdu. Bu alanda ilerleme isteği, her zaman onu motive eden ve güçlendiren bir unsur oldu. İlk olarak ayakkabı çizimleriyle başladığı bu yolculukta, zamanla elbise ve çanta tasarımlarına yönelerek çizim becerilerini geliştirmeye çalıştı. Bunun yanı sıra devam ettiği rehabilitasyon merkezinin düzenlediği tiyatro gösterilerinde yer almak da onun için önemli bir deneyim oldu. Bu süreç, kendini ifade etme biçimini zenginleştirirken aynı zamanda sosyal açıdan da güçlenmesini sağladı.
Küresel oyuncu ASELSAN
‘GEÇMİŞ BAŞARILARIMI HATIRLAYARAK MOTİVE OLUYORUM’
"Günlük hayatımda beni en çok zorlayan durumların başında, toplu taşıma araçlarında insanların yer vermemesi geliyor"diyen Rabia, “Bunun yanı sıra pek çok otobüsün hâlâ engelli bireylerin kullanımına tam olarak uygun olmaması da önemli bir sorun oluşturuyor. Metrolarda yürüyen merdivenlerin veya asansörlerin zaman zaman çalışmıyor olması da ulaşımı benim için daha da güç hale getiriyor. Tüm bu durumlar, şehir yaşamında bağımsız hareket etmeyi zorlaştırsa da her şeye rağmen hayatın içinde aktif kalmaya ve kendi sınırlarımı aşmaya gayret ediyorum. Bu zorluklar, aynı zamanda bana sabrı, kararlılığı ve her koşulda mücadele etmeyi öğreten birer deneyim oluyor” ifadelerine yer vererek şu şekilde konuştu:
Alıntı Metni
'ACI DOLU BAKIŞLAR BENİ ÇOK YARALADI'
"Eskiden hikayemi insanlara anlattığımda insanların yüzündeki o bakışı hatırlıyorum. Sanki içten içe acıma hissi taşıyor, üzülüyor ama ne diyeceklerini bilemiyorlardı"diyen Rabia, “Açık söylemek gerekirse, bu bakışlar beni çok yaraladı. Çünkü ben hayatımı acınacak bir hikâye olarak görmüyordum. Sadece mücadelelerim ve kendi tempomla yürüdüğüm bir yolum vardı. Ama yine de içimdeki sesi dinledim. 'Devam et', 'Gücünü göster' diyordu. Ben de tam olarak bunu yaptım. Her gün küçük de olsa bir adım attım; düşe kalka, yorula yorula ama vazgeçmeden. Zaman geçtikçe bir şey fark ettim. Ben değiştikçe insanların bakışları da değişmeye başladı. Eskiden bana acıma duygusuyla bakanlar, artık gururla gülümsüyorlar. Arada ‘Nasıl başardın?’ diye soranlar bile oluyor. O anlarda içimden gülümserim. Çünkü önemli olan, başkalarının değil insanın kendi gözünde güçlenmesidir. Bana 'Yapamazsın' dendiğinde, zihnimde hep aynı cümle yankılanırdı. 'Neden yapamayayım? Bunu başaramayacağımı sana düşündüren şey nedir?' Bu sorunun cevabını yıllarca aradım, fakat hiçbir zaman gerçek bir yanıt bulamadım. O zaman fark ettim ki fiziksel engeli olan bireylerin önündeki en büyük engel çoğu zaman kendileri değil, toplumun zihinlerinde kurduğu sınırlar. Bu düşüncem beni her zaman harekete geçirmiştir"dedi.
Öğretmenlerinin, her zaman akranlarına yetişebilmesi için özel bir çaba gösterdiklerine dikkat çeken Rabia, “Geçirdiğim operasyonlar ve tedaviler nedeniyle okula gidemediğim dönemler oldu. O zamanlarda eksiklerimi, öğretmenlerimin desteğiyle tamamlamaya çalıştım. Küçük yaşlarda arkadaşlarımdan zaman zaman dışlandığımı hatırlıyorum. Ancak yaşım ilerledikçe, onlara durumumu anlatarak bunun hayatın bir parçası olabileceğini göstermeye çalıştım. Böylece zamanla hem kendimi ifade etmeyi hem de çevremde anlayış geliştirmeyi öğrendim. Yine de çocukluğumda arkadaşlık kurmak her zaman kolay olmadı fakat bu süreç bana sabrı, empatiyi ve güçlü durmayı öğretti”diye konuştu.
Araç alacaklar dikkat! Liste fiyatlarına ‘Kasım’ ayarı: Sıfır faizli kredi ve indirim
'DÖNÜM NOKTAM DOĞUMUM OLDU'
Rehabilitasyon sürecinde onu en çok etkileyen dönüm noktasını sorduğumuz Rabia, “Kesinlikle, en önemli dönüm noktası doğduğum döneme denk geliyor. Doktorlar yaşama ihtimalimin çok düşük olduğunu, yaşasam bile yürüyemeyeceğimi söylemişler. Ancak annemin hiç bitmeyen umudu ve inancı sayesinde, yoğun fizik tedavi süreciyle sağlıklı bir bebekle neredeyse aynı dönemde ayağa kalkmışım. O dönemi elbette annemden dinlediğim kadarıyla biliyorum ama bunun hem benim hayatımı hem de ailemi en çok etkileyen süreç olduğunu çok net söyleyebilirim” diyerek duygularını ifade etti.
Lise yıllarından bu yana onu en çok heyecanlandıran hayalinin, adını başarılı bir moda tasarımcısı olarak duyurmak olduğuna değinen Rabia, “Bu yolda ilerlerken en çok karşıma çıkan engel, bazı insanların bu mesleği yapabilecek fiziksel güce sahip olmayacağımı ve iş hayatındaki tempoya ayak uyduramayacağımı düşünmeleri oldu. Ancak bu düşüncelerin beni sınırlamasına izin vermiyorum. Aksin, tam da bu nedenle hayalimi gerçekleştirmek, başarmak ve bana inanmayanlara neler yapabileceğimi göstermek istiyorum” ifadelerine yer verdi.
SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTI, SESLERİNE SES OLDU
"Bazen aileler iyi niyetle her şeyi çocukları için yapıyorlar fakat bu, kişinin kendi başına deneme ve sorumluluk alma fırsatını azaltabiliyor"diyen Rabia, “Spina bifida ile yaşayan kişiler bazen aşırı korunuyor. Bu, güvenliğe yönelik olsa da kişinin kendi sınırlarını keşfetmesini ve zorluklarla başa çıkmasını engelleyebiliyor. Bu gibi durumları ben de yaşadım ve bir noktada artık kendi başıma kararlar almam ve zorluklarla kendim başa çıkmam gerekiyordu. Çok zorlandım fakat bu benim bağımsız ve güçlü bir yapıya sahip olmamı sağladı" dedi.
Katıldığı bir programda hayatındaki tüm olumsuzluklarla nasıl savaştığını anlatarak kendisine hayran bırakan genç kadın,"Ayrıca sosyal medyadaki paylaşımlarımın ardından bana ilham olduğumu söyleyen pek çok kişiyle karşılaştım. Benimle benzer hayatlar yaşayan birçok değerli insanla tanışma fırsatım oldu. Açıkçası paylaşımlarımın bu kadar ses getireceğini ve pek çok insanın hayatına dokunacağını önceden tahmin edemezdim. Farkında olmadan birçok insanın sesi olabilmiş olmak ise benim için gerçekten gurur verici bir deneyim oldu”ifadelerini kullanarak son olarak şu tavsiyede de bulundu:
Alıntı Metni
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki galibiyeti Hollanda'yı salladı! 'Ajax rezil oldu'
Fatih Ürek'in son durumu nasıl? Umutlandıran gelişme: Gözlerini açıp kapadı